Manevi rehberlik, insanın yalnızca fiziksel, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla değil, manevi yönüyle de ilgilenen bir rehberlik anlayışıdır. Kişinin hayata yüklediği anlam ve değerleri, benimsediği inançları ve davranışlarını şekillendiren ahlaki ilkeleri göz önünde bulundurarak ona yol göstermeyi amaçlar.Şiddete karşı durmak, acı ve kederle başa çıkmak, çaresizlik ve umutsuzluğu yenmek, içsel huzuru sağlamak gibi konular manevi rehberliğin temel hedeflerindendir. Bu doğrultuda, siz değerli okuyucularımıza haftada bir gün, değerlerimiz ve ilahi mesajlar eşliğinde manevi rehberlik sunmaya çalışacağım inşallah.

Toplumun bütünleşmesi için ortak değerler oluşturulması şarttır. Aksi takdirde, toplumsal çözülme kaçınılmaz olur. Bundan dolayı manevi rehberlik önemlidir.

Manevi rehberlik, dini ve manevi alanlara yönelim gösteren bireylerin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler. Aynı zamanda, toplumun bu alanda duyduğu gereksinimleri ele alarak farkındalık oluşturmaya ve toplumun ihtiyaç duyduğu konuları işlemeye özen göstereceğiz inşallah.

Günümüz dünyasında, insanlar dünyevileşmenin etkisiyle kalabalıklar içinde yalnız kalmakta ya da kendilerini yalnız hissetmektedir. Huzuru ve mutluluğu bulma arayışında olan birçok insan, bazen yanlış yönlere saparak büyük maddi kayıplara uğramakta ve hatta intihar gibi trajik sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu tür hatalara düşmemek için ilahi mesajlar eşliğinde manevi rehberlik büyük bir gerekliliktir. Çünkü insanoğlu, her zaman bir arayış içinde olmuştur.

İnsan, ruh ve bedenden oluşur. Bedenin nasıl ki beslenmeye, suya ve diğer temel ihtiyaçlara ihtiyacı varsa, ruhun da beslenmeye ihtiyacı vardır. Bunu bir terazinin iki kefesi gibi düşünebiliriz: Eğer bir kefeye ağırlık koyup diğerini boş bırakırsak, dengesizlik meydana gelir. Aynı şekilde, yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan ancak ruhunu beslemeyen bir insan da dengeyi kaybeder.Tıpkı susuz kalan bir toprağın suya olan ihtiyacı gibi, insan da manevi olarak beslenmeye, ibadet etmeye ve Yaratan’ına kulluk görevini yerine getirerek huzura ermeye muhtaçtır.

Kur'an-ı Kerim'de Ra'd Suresi 28. ayette Allah Teâlâ şöyle buyurur:"Onlar inanmışlardır ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşmuştur. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur."